Özel Ankara Güven Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Alerji Ünitesi Uzmanı Prof. Dr. Karakaya, alerjik nezlenin (AN), burundaki solunum yollarının alerjik iltihaplanması sonucu ortaya çıkan ve en sık görülen alerjik hastalık olduğunu söyledi. Burundaki bu iltihaplanmanın; hapşırık, burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve geniz akıntısı gibi yakınmalara neden olduğunu anımsatan Prof. Karakaya, şöyle devam etti:
“AN birçok insanda zaman içinde artan ya da azalan şikayetlerle ömür boyu devam edebilmekle birlikte tamamen şikayetsiz dönemler de olabilir. AN toplumun yaklaşık yüzde 20-25’ini etkiler ve alerjen adı verilen, havada bulunan, küçük partiküllere karşı burunun verdiği anormal yanıt sonucu gelişir. Bazı insanlarda bu partiküller akciğerlerde (alerjik astım) ve gözlerde de (alerjik konjonktivit) reaksiyona neden olabilir. Astım ya da ekzeması olanlarda ya da ailesinde astım ya da AN olanlarda AN gelişme riski daha yüksek olup herhangi bir yaşta başlayabileceği gibi genellikle çocukluk ya da genç erişkin dönemde ortaya çıkar. Bahar veya saman nezlesi de denilen mevsimsel alerjik nezleye en sık neden olan alerjenler başta çimen polenleri olmak üzere ağaç ve ot polenleri, mantar ve küf sporlarıdır.”
KALİTESİZ UYKU, YORGUNLUK VE HALSİZLİK
Mevsimsel alerjik nezlenin genellikle ilkbaharda 2-3 ay boyunca görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Karakaya, “Yakınmalar kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Birçok hastada gözlerde kaşınma, kızarma, batma, gözaltlarında torbalanma ve morarma; boğazda ağrı, kaşıntı ve ses kısıklığı, kulaklarda doluluk ve kaşıntı olabilir. Geniz akıntısı nedeniyle tekrarlayan sık boğaz temizlenmesi balgamsız, kesik kesik bir öksürüğe yol açabilir. Burun tıkalı olduğu için uykuda sürekli ağız solunumu yapmak, boğazda kuruma ve sık uyanmaya neden olur. Sonuçta uyku kalitesi bozulacağı için gün içinde yorgunluk, halsizlik de olabilir ve sonuçta kişinin okul/iş başarısı etkilenir” dedi.
GRİP SANILIP YANLIŞ TEDAVİ UYGULANABİLİR
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Gül Karakaya, bu hastalığın tanısının hastanın öyküsü, muayenesi ve deriden yapılan alerji testleri veya kan testi ile koyulduğunu da söyledi. Prof. Karakaya, şöyle devam etti:
“Bu testlerle bireyin hangi alerjene duyarlı olduğu belirlenebilir. AN’li hastalar uzun süre grip sanılıp yanlış tedaviler uygulanabilir. Bir alerjene karşı alerji deri testi ile duyarlılık saptanmışsa bu alerjenden korunmak tedavinin temelini oluşturur.”
POLENDEN KORUNMAK İÇİN BUNLARI YAPIN
Prof. Dr. Gül Karakaya, polenlerden korunmak için alınması gereken önlemler hakkında da şu önemli bilgileri verdi:
“Açık havada ve ilkbaharda yakınmalar artıyorsa, polen allerjisinden şüphe edilir. Bu aylarda arabada camların kapalı tutulması çok önemlidir. Çünkü yüze hızla esen rüzgarla birlikte polenler alerjik kişinin ağız, burun ve gözlerine dolmaktadır. Çimlerin biçildiği ortamlarda bulunmamaları, polen mevsiminde piknik ve benzeri kır gezilerinden kaçınmaları gerekmektedir. Tedavide çoğu zaman korunma önlemlerinin yanında ilaç tedavileri de önerilir. Burun yoluyla uygulanan kortizonlu spreyler yakınmaları kontrol altına almada kullanılacak ilk seçenek ilaçlardır. Bunlarla kontrol altına alınamayan bazı hastalarda ‘immünoterapi’ denilen aşı tedavisi gündeme gelebilir. Aşı tedavisinin etkisi kesin olmamakla birlikte hastaların bir kısmı fayda görmektedir. Yaşamı tehdit edici yan etki ve reaksiyonlara neden olabileceği için bu tedavi yöntemi sadece alerji uzmanları tarafından uygulanmalıdır.”
Alerji mevsimi başladı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder